
Bir Geyşanın Anıları
- Yazar : Arthur
- Yayımcı : Altın Kitaplar
- Baskı Tarihi : 2019
- Sayfa Sayısı : 558
- ISBN : 9789754059700
- Baskı : 3.Hamur
Bir Geyşanın Anıları
Japonya'nın en ünlü geyşasının gerçek anılarının kusursuz bir içtenlik ve ince bir lirizmle anlatıldığı bu romanda, bakire kızların açık artırmalarda en yüksek fiyatı veren alıcıya satıldığı; kadınların iktidarı elinde tutan erkekleri oyalamak için eğitildikleri; aşk hayallerine küçümsenerek bakıldığı, dış görünümü görkemli bir dünya gözlerimizin önüne seriliyor. (İç Kapak'tan) "Şaşırtıcı, soluk kesici Aklınızı başınızdan alacak" - The Whasington Post Book World - "Bu destansı roman hızla yok olan bir dünyayı gözler önüne seriyor" -The Times - "Büyüleyici... anlatı sanatının en güzel örneklerinden biri... okumaya doyulmuyor." -Observer - "İnanılmaz bir düş dünyasına sahip olan Golden, Sayıri'nin anılarını şiirsel bir dille anlatıyor." -Independent - "Bu olağanüstü kitap yok olmuş bir dünyayı tüm ayrıntılarıyla okurlara sunuyor. -Daily Mail - Kitap çıktığı günden itibaren Amerika ve Avrupa listelerinde bir numara olmuştur.
-
Irmak Dönmez
Kitaba başlarken gerçek bir hayat hikayesi okuyacağımı sanıyordum. Hatta başladıktan sonra da uzun bir süre öyle düşünmeye devam ettim. Sonra internetten ufak bir araştırma yaptım ve yazarın bu kitabı yazmak için ünlü bir geyşa olan Mineko Iwasaki ile görüşmeler yaptığını onun hayat hikayesini dinlediğini ve bundan yola çıkarak bu kitabı kurguladığı gördüm. Fakat sonra Mineko Iwasaki yazarın gerçekleri çarpıttığını, geyşaları yanlış aktardığını söyleyerek yazarı mahkemeye vermiş ve tüm sırlarını anlattığı bir kitap yazmış. Doğrusu nedir ne değildir bilmiyorum elbette ama bu şekilde yanlış aktarılan bir şeyler varsa ortada bu hoş değil. Kitaba gelecek olursam; ablası ile yolu Gion'a düşen Sayuri'nin hikayesini Sayuri'nin ağzından okuyoruz. Bize nasıl satıldığını, bütün bunlar olurken neler düşündüğünü, okiyaya getirilişini, geyşa olmak için yetiştirilmesini ve geyşalık sürecinde başına gelenleri anlatıyor Sayuri. Fakat yazar bunu öyle güzel bir şekilde yapıyor ki kitap akıp gidiyor. Yazarın cümleleri, betimlemeleri, kurguyu aktarış şekli benim gerçekten çok hoşuma gitti. Verilen detaylara rağmen okuduğunuz şey size o kadar gerçek hissettiriyor ki, küçücük çocuk bu detayları hatırlayamaz diye düşünmenize bile engel oluyor yazar. Kitap boyunca Sayuri ne hissettiyse aynılarını hissettim. Onunla hüzünlendim, onunla mücadele verdim, onunla umutlandım ve ilk gerçek öpücüğünde onunla mutlu oldum. Kitapta görmeyi en son beklediğim şey savaştı fakat o kısımları okumak beni çok etkiledi. Kitapla ilgili beni çok etkileyen bir başka şey de sonuna doğru yaşananlar oldu. Anlatırsam spoiler olacak o yüzden sadece beni çok etkilediğini söyleyebilirim. Japon kültürüne has kavramlar barındıran bir kitap olsa da bence okuyucuyu zorlamıyor. Şaşırarak okudum evet çünkü bir çok şey bize ters gelecek şeylerdi ama kültürlerini anlamakta zorlanmadım. Ve şunu da fark ettim ki kültürler istediği kadar farklı olsun, hisler ve yaşananlar değişmiyormuş. Çeviri ve redaksiyon ise ne yazık ki sıkıntılıydı. Bazı cümleler anlaşılmayacak şekilde çevrilmişti. Çok fazla yazım hatası, yanlış kelime ve eksik ek vardı. Bu kadar baskı yapan, bu kadar çok satılan kitaplarda arada bir tekrardan çeviri yapsalar ne güzel olur oysa.
-
emine tetik
ilginc bir kitap. japon kültürü ile ilgili cok bilgi var. şasırtıcı duygusal iyi bir kitap ama çeviri o kadar kötü ki neredeyse okunamıyor. yazık olmuş
-
tuba mızrak
japon kültürüne çok meraklı olduğum için heyecanla başladığım bir kitap. Feyza nedir ne yapar ne giyer gibi tüm soruların cevabını aldığınız, direk eğitici bir kitap olmanın yanı sıra olaylar silsilesi dahilinde eğitici yönüyle bilgi veren kitapların sıkıcılığından kurtarıyor. kitaba başlarken ki heyecanımı her sayfada korudğumu söyleyemem, kimi sayfaları okurken bu kadar uzatılmasaymışta olurmuş dedim. Hem genel kültürüne yeni bilgiler katmak isteyen hem de bu bilgileri katarken sıkılmak istemiyorum diyenlere tavsiye ederim. ama çok mu beğendim? hayır. 😊