Ahmet Hamdi tanpınar dan bir güzel eser daha "mahur beste " bestekar eyyubi bekir ağaya ithafla üstad 'ın yazmış olduğu bu güzel kitap okudukça yer yer Istanbul un tarihi mekanlarına giden süreçte o dönemlere olan bir iç burukluğu ve özlem ile tanpınar in hayal, Eşya,mekân,zaman ve insan tabiatına dair unsurlarını bir müzik eserinin notaları gibi akıcı bir üslup ile ustaca ifadelendirişi ile oluşturulmuş bir eser mahur beste.Yazar kitabın son kısmında mahur beste hakkında kitabın başkişisi behçet beye mektubunda olay ve zaman düzleminde behçet bey' e dair düşündüklerini ve gördüklerini olduğu gibi yansıtmış olması hasebiyle behçet beyin kendine göre haklı olduğunu düşünerek serzenişine güzel bir gönderme yapmış ustalıkla. Kitap yazıldıktan sonra bir kişinin değil en basit anlamda düşüncenin ve olayın çekirdeğinde yapmış olduğu tesir ile hayatin herkesle birlikte yürüdüğünü çok güzel bir şekilde belirtmiş " hikaye o kadar kalabalığa erişti ki sizin hikâyeniz olmaktan çıktı, hepinizin hikayesi, daha doğrusu yaşadığımız devirlerin hikayesi oldu." Tanpınar da zaman ve mekan ne kadar kutsalsa, rüya ve musiki unsuru da bir o kadar kiymetlendirilmiştir."Musiki başka kültürlerde romanın,resmin, tiyatronun iştiyakiyle yaptığı tesiri bizde tek başına, iyi kötü kendi hamlesiyle yapıyordu. Bir diğer husus buyukderede yürüyüşlerimde görmüş olduğum tabeladaki dikkatimi çeken "Sadberk Hanım Müzesi " ne dair kitapta yine bir bilgi edinmiş oldum . Her kitabın yeni yeni ufuklar açıp aydinlaticiliginin ışığıyla ...

Behçet Bey’ in hayatı ve hayatına giren insanların hikayesi, yani herkesin hikayesi. Yarım kalmış bu yüzden ayrı bir hüznü var. Okudukça okuyası geliyor insanın ve ardında bir iz bırakıyor.

Bu romanda kendinizi bulabilirsiniz. Ahmet Hamdi Tanpınar oldukça güzel tahlil yapmış. Benim sorun yaşadığım kısım, zaman kavramını oturtamamaktı. Büyük ihtimalle anlamadığım kısımlar oldu. Sonuç olarak efendim; okuyunuz, okutunuz...

"Siz kâinatın etrafinizda dönmesini istiyorsunuz. Düşünmuyorsunuz ki hayat sizi mahrekinin dışına atmış. Hayat kimsenin etrafinsa dönmez, herkesle beraber yürür." Tanpınar'in okuduğum ilk eseri olan ve bitmesinden sonra yazarı anlamaya bu kadar geç kalmışlığımın verdiği yeis ile bu satirlari yaziyorum. Eser türk içtimâi meselelerini anlamaya ve sorgulamaya yönelik bir uslupla ele alınmış. Her ne kadar ağdalı dili nedeniye TDK'nin sitesinden çikmadan okusamda sayfalarin arasinda kaybolduğumu rahatla söyleyebilirim. Osmanlı imparatorluğunun son dönemlerine tekabül eden bir zamana şark ve garbi kavramları irdeleyen düşünce yapisi beni bu meseleler uzerine derin düşünceler yöneltti. Bu iki olgudan ayri olarak toplumjn mevcut durumun şark ya da garp meselesinden ziyade içtimâi özgünlügün anlaşılamadığından ileri geldiği mantıkli ve anlamlo dayanaklar ile açıklaniyor. Buna bağlı olarak kurtuluşun türk toplumunun şahsına münhasır ehemmiyetlerinden vazgeçmeyip şark ve garp olgusunu birbiriyle çatışma halinden kurtararak ihtiyaca uygun şekilde eylemlerde bulunulmasi gerektiği vurgulaniyor. Kitabi bitirdiğinizde her ne kadar tamamlanmamiş olmasinin yarimliğini hissettseniz de Tanpınar'in düşünce dünyasinin içinde keyifle dolaşıyorsunuz. ● Öneri olarak eserin sessiz ve sakin bir ortamda okumaniz gerektiğini yoksa konu butunluğune vâkıf olamayip eserden gerekli dersleri alamayacağinizi belirterek yorumumu bitiriyorum. #Tanpinar #MahurBeste #kitapyorumu

Herkese iyi okumalar 🤗